Jomiss   |  e-ISSN: 2980-2628

Volume 2 Issue 1 (June 2024)

Issue Information

Issue Information

pp. i - vi   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039

Abstract

Keywords:

Original Articles

Anadolu’da Erken Dönem Türk İskanında Mülkler

Alaattin Aköz

pp. 1 - 17   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.1

Abstract

11. yüzyıl, Anadolu’da tarih açısından çok büyük değişimlerin meydana geldiği bir zaman dilimini ifade eder. Bizans egemenliğinin Anadolu üzerindeki etkisinin giderek azalması ve birkaç yüzyıl sürecek olan Türk boylarının Anadolu’ya olan büyük göçü, Anadolu’da ciddi toplumsal değişikliklere neden olmuştur. Mihenk noktasını Malazgirt zaferinin oluşturduğu bu dönem aynı zamanda Anadolu’nun “Türkleşmesi ve İslamlaşması” süreci anlamına gelmektedir. Türk tarih yazımında oldukça sık kullanılan bu kavramın nasıl bir tarihsel sürecin ürünü olduğu, bu süreçte ne tür gelişmeler yaşandığı veya erken dönemden itibaren ne tür politikalar izlenerek bu sonucun elde edildiği konusu farklı yönleriyle ele alınması gereken bir husustur. Bu çalışmada; Selçuklu Devleti döneminden başlayarak 16. yüzyıla kadar son derece başarılı bir şekilde uygulanan devlet mülkiyeti, yani mirî toprak sistemi kapsamında bir iskan modeli olarak izlerini rahatlıkla takip edebildiğimiz mülkler konusu kaynakların verileri ölçeğinde ele alınacaktır. Mülk arazilerin mahiyeti ve çeşitleri, mülklerin sahipleri, edinim şekilleri ve tarihî süreç içerisinde yaşanan değişimler, Osmanlı döneminde Karaman Eyaleti olarak tanımlanacak olan Selçuklu başkenti Konya ve onun geniş çevresi ölçeğinde incelenecektir.

Keywords: İskan, Şenlendirme, Üretim, Miri rejim, Mülk

19. Yüzyılda Tokat Kasabası: Gelenler-Gidenler

Nedim İpek

pp. 18 - 35   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.2

Abstract

Tokat kasabasının nüfusu 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Anadolu’daki sair yerleşmelerin aksine yaklaşık iki buçuk kat artarak 20 bine ulaşmıştır. Bu artışta kasabaya yönelik göçlerin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Göç almasının sebepleri kasabanın ticaret yolları üzerinde bulunması, dokuma, deri, tekstil sanayi ve bakır işleme merkezi olması şeklinde sıralanabilir. 19. yüzyılın ortalarında kasabanın nüfusu %54.83’ü Müslim ve %45.17’si gayrimüslim olmak üzere toplam 19 bin kişidir. Bu rakam 1870’de 20 bine yükselmiştir. Kasabanın nüfusunun artışında ülkenin sair yerlerinden gelen gurbetçiler etkilidir. Özellikle Sivas ve Canik dâhilindeki yerleşmelerden eğitim ve sanayide istihdam olmak amacıyla gelenler olmuştur. Daha az olmakla beraber kasabadan memuriyet yapmak üzere Erzurum, Amasya, Ankara ve İzmir’e gidenlere de tesadüf edilmektedir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Anadolu’ya gelen muhacirlerin bir kısmı buraya yerleştirilmiştir. Muhacirler mevcut mahallelerin yanı sıra Muhacirin-i cedide gibi yeni kurulan mahallelere de yerleştirilmiştir. 1897’de kasaba dâhilinde isyan ve karışıklıkların çıkmasında etkili olan Ermenilerden 55 kişi Trablusgarp’a sürgün edilmiştir. Bu olaydan sonra Ermenilerin bir kısmı Rusya veya Amerika’ya göç etmiştir. Arda kalan Ermeniler ise genel savaş esnasında güvenlik endişesiyle çıkarılmışlardır. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ise Rumların mübadeleyle tabi tutulması sonucu Tokat’ın nüfusu azalmış ve homojenleşmiştir. Bu çalışmada, 1800-1924 sürecinde arşiv kayıtlarına istinaden kasaba dâhilindeki nüfus hareketleri tespit edilip değerlendirilecektir.

Keywords: Tokat, Muhacir, Gurbetçi, İç göç

Social Movements and Rebellions in the Ottoman Empire in the Period of Crisis and Change: Erzurum Province 1600-1630

Bilgehan Pamuk

pp. 36 - 53   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.3

Abstract

By the end of the 16th century, agricultural and industrial advancements in Europe had significantly influenced the socio-economic framework of the Ottoman Empire. Factors such as the cessation of conquests, prolongation of wars, an increase in population, a lack of sufficient land for the timar system, and high inflation have led to the disintegration of the administrative and social structure. Although the rebellions were suppressed by harsh measures and large-scale military operations, the deterioration of the land and tax system led to the emergence of Celâlis and bandits, causing serious disruptions in the existing structure. The upheavals experienced in the Ottoman Empire during the early 17th century had notable ramifications in the strategically vital Erzurum province. The persistent state of warfare, financial instabilities, and erosion of central authority all contributed to the surge in banditry incidents within the region. Erzurum’s geographical location, situated at the crossroads of major trade routes and bearing significant strategic importance, underscores its pivotal role in maintaining regional stability. However, the exacerbation of internal turmoil precipitated Erzurum’s transformation into a focal point for the activities of both Celâlis and bandits. The scourge of banditry not only poses a grave threat to security but also inflicts detrimental effects on the socio-economic fabric of the area. In response to the escalating lawlessness in Erzurum, various measures were undertaken. The state orchestrated targeted operations against Celâlis and bandits through the coordination of local administrations and military units. Despite these concerted efforts, interventions proved inadequate in achieving a lasting resolution to the issue.

 

Keywords: Social Movements, Celâlis, Bandits, Erzurum, 17th Century, Crisis, Public Order.

Hititlerin Nerik, Šamuha ve Tiliura Kentleri Üzerindeki Sınır Politikası

Yusuf Kılıç & Göksel Günal

pp. 54 - 64   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.4

Abstract

Hititlerin tarihleri boyunca uğraşmak zorunda oldukları sorunların başında Kaška ve Azzi-Hayaša memleketlerinin sınır bölgeleri gelmektedir. Hitit krallarının bu bölgelerde güvenliği sağlamadan başka bir ülkeye sefere çıkmaları pek mümkün olmamıştır. Nitekim Hitit kralları bu bölgelerde sınır güvenliğinin sağlanması için çeşitli politikalar uygulamışlardır. Bunlardan birisi de sınır kentleri politikasıdır. Bu çalışmada Hitit’in kuzeyindeki Kaška ve doğusundaki Azzi-Hayaša memleketleriyle sınır olan Nerik, Šamuha ve Tiliura kentlerinin sınır kenti politikası incelenmiştir. Nerik, Hititlerin büyük kült merkezlerindendir ve aynı zamanda siyasi güce de sahiptir. Coğrafi olarak başkent Hattuša'nın kuş uçuşu 148 km kuzeydoğusunda, modern Samsun ili Vezirköprü ilçesi Oymaağaç Höyük’te yer almaktadır. Šamuha, kral II./III. Tuthaliya (MÖ 1430-1400) Dönemi’nde Hititlere başkentlik yapmıştır. Kaška ve Azzi-Hayašalı düşman üzerine yapılan seferler buradan hareketle yürütülmüştür. Šamuha coğrafi olarak, Hattuša'nın kuş uçuşu 169 km güneydoğusunda, Kızılırmak nehrine 500 m uzaklıkta, modern Sivas ili sınırları içerisinde yer almaktadır. Tiliura, Kaška Kabilesi sınırında bulunmaktadır. Yeşilırmak Nehri'nin kuzeyinde Kaška Kabilesi, güneyinde ise Tiliuralılar yer almaktadır. Tiliura’nın lokalizasyonu günümüzde halen tartışma konusudur. Bu kentlere uygulanan en etkili sınır politikası kral III. Hattušili (MÖ 1280-1250) Dönemi’nde uygulanmıştır. Kral III. Hattušili'nin uyguladığı politika, diğer Hitit krallarının uyguladığı sınır kenti politikasından farklılık arz etmektedir.

Keywords: Hititler, Nerik, Šamuha, Tiliura, Sınır Kenti Politikası.

İkinci Karabağ Savaşı Sonrasında Ermenistan’da Göç Süreçleri

Şerqiyye Imamali

pp. 65 - 76   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.5

Abstract

Göç, Ermenistan’ın sosyal güvenlik sistemine yönelik ana tehditlerden biridir. Ermenistan’daki demografik koşullar göçün bir sonucu olarak değişmektedir. Yıldan yıla ülkeyi terk edenlerin sayısı artarken, doğal artış azalmaktadır. Göçün ana nedenleri arasında ekonomik kriz, kitlesel işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve diğer faktörler yer almaktadır. Ermenistan’da yaşam koşullarının düşük olması, çalışma şartlarının uyumsuzluğu göçün düzeyini daha da arttırmaktadır. 2020 yılında Azerbaycan’ın Ermenistan işgalindeki toprakları geri almasıyla sonuçlanan savaş göç sürecini önemli şekilde etkilemiştir. Ermenistan’dan olumsuz şartlar yüzünden giden insan sayısı artarken, diğer yandan Karabağ bölgesinden Ermenistan’a göç gerçekleşmiştir. Bu, Ermeni terör birliklerinin halkı Azerbaycan aleyhinde kışkırtması ve korkutmasının sonucu olmuştur. Makalenin ana amacı İkinci Karabağ savaşının Ermenistan’da göç sürecini nasıl etkilediğinin araştırılmasıdır.

Keywords: Karabağ Savaşı, Ermenistan, Göç, Demografi, Doğal Artış.

Ermenilerin Gürcistan’a Yerleşmesi ve Talepleri

Aysel Zeynalova

pp. 77 - 92   |  DOI: 10.29329/jomiss.2024.1039.6

Abstract

Ermenilerin Gürcistan’a yerleştirilmesi 1860’lı yıllardan itibaren yoğunlaşmıştır. Çarlık Rusya’sının 19. yüzyılın başında Gürcistan’ı ilhak etmesiyle bu süreç daha da hızlanmıştır. Rus hükümeti Güney Kafkasya’da kendisini güçlendirmek amacıyla Ermeni faktörünü kullanmış ve onları bölgeye yerleşmeye teşvik etmiştir. Ermeniler de uygun koşulları kullanarak Gürcü tarihini çarpıtma, maddi ve manevi anıtlara el koyma politikası yürüterek toprak iddialarının hayata geçirilmesine zemin hazırlamaya başlamıştır. 917 devrimlerinden sonra Rusya İmparatorluğu yıkılmış ve Güney Kafkasya’da üç bağımsız devlet - Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan - kurulmuştur. Ermenistan, Gürcistan’ın farklı bölgelerine dağılmış Ermeni nüfusunu kullanarak toprak iddiasında bulunmuş ve savaş ilan etmeden Gürcistan’a saldırmıştır. Bu süreçte yerel Ermenilerin özel yerel hizmetleri de olmuştur. Sovyet Rusya’nın Güney Kafkasya’ya gelişinden sonra Gürcistan’da yaşayan Ermenilere imparatorluk politikası kapsamında  ayrıcalıklar tanınmış, özellikle sınır boylarına yerleşmeleri için elverişli koşullar sağlanmıştır. Gürcistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Ermenilerin doğrudan ve dolaylı olarak bu ülkenin ulusal çıkarlarına aykırı adımlar attığı bilinmektedir. Bu yıllarda yaşanan ağır ekonomik ve sosyal koşullar, bu ülkede yaşayan Ermenilerin sayısında düşüşe neden olmuştur.

Keywords: Gürcistan, Ermenistan, Ermeniler, Göç, Toprak iddiaları.